Neden yazmıyorsunuz diyenlere kısa bir cevap vererek
başlayayım; bana ait bir dünyada kendi fırtınama tutuldum, savruldum.. Soran,
mesaj atan, e-posta ile halimi hatırımı soranlara teşekkürlerimle, açıklamam
budur.. sağlıkla..
Son dönemdeki olaylara bakışım yine aynı; yani farklı..
Kızlı erkekli öğrenci yurtlarından tutun, barzani efendinin baştacı ediliş
olayına değin, hemen hepsi aynı ‘tezgah’ın ürünü!
Uçları çatıştır, ortayı ayrıştır ve kargaşa düzenini hâkim kıl!
Tayyip; dershaneleri kapatacağım, dedi.. bizim sözüm ona
Atatürkçü!lerimiz birden dershane fanatiği kesildi. Resim bu!.. Bu işin içinde
ne gibi hesaplar var, nasıl bir koz paylaşımı, nasıl bir düzen savaşı var,
bunları anlatan yok!
Hangi aklı başında bir insan, eğitim sisteminin içine giren
bu virüsü savunabilir ki..
Çık şunu söyle açık yüreklilikle; ‘Tayyip efendi neyin
peşinde bilmiyorum, ancak dershanelerin kapatılması fikri her şekilde
doğrudur.’
Tayyip efendinin neyin peşinde olduğunu da ben söyleyeyim;
padişahımız raydan çıkmıştır, abd’de hakim lobi olarak bilinen ‘Yahudi lobisi’
kan kaybetmeye başlamış, ‘German’lar daha etkili konuma gelmiştir. Zaten
işin aslı ve daha derini ise; Kraliçe’nin ‘Gül’ü şövalye ilan etmesinde
saklıdır.. Yani anlayacağınız; Avrupa Birliği diye bir şey yoktur, abd vardır,
Almanya vardır..
Yakın tehlike, cemaat ile diğerleri birbirine kırdırılacak
–burada sorun yok- ancak az önce söylediğim gibi yakın olan tehlike..
Sözde Atatürkçü ya da ulusalcı ve halkın teveccüh
göstereceği; ki bu iş, Uğur Dündar’ın bir iki açık oturum düzenleyerek çok basit
halledebileceği bir konudur.. bakınız Melih Gökçek, Kılıçdaroğlu düellolarına..
Oysa Melih Gökçek’in karşısına kimi çıkartırsanız çıkartın,
halk düşünmeden onu destekleyecektir.. yani bu bir oyundur ve bu oyunun
aktörleri size çok Atatürkçü gelecektir, tıpkı bugün olduğu gibi.. Çünkü bugün
Atatürkçülük diye sunulan kandırmacanın temel dayanağı; karşı taraf ‘ahlak’ı mı
savunuyor, siz ahlaksızlığı savunacaksınız şeklindedir; yani düşünmeden,
üretmeden ‘ret’ politikası!. Böyle bir Atatürkçülük olabilir mi! Olur..
çevrenize bir bakın nasıl oluyor görün..
Bu halka ‘Kemalizm’i anlatmadan bir yere varmamız
imkânsızdır! Bu işin önde gelen aydınlarının öncelikle bu absürt handikaptan
kurtulmaları esas olandır!.. ‘’Halk henüz Kemalizm’i anlamaya hazır değil’’miş,
yanlış anlayabilirmiş!..
Bugün anlatmazsak, ne zaman anlatacağız merak içindeyim..
Bayramdan bayrama, On Kasım’dan On Kasım’a oluşturulan
kalabalıkların görsel şöleni, şu an içinde bulunduğumuz vahameti bertaraf
edebilecek eylem biçimleri değildir; ancak bu görsel şölenlerden geçinen, gelir
sağlayan, gazete satanlar şunu çok iyi bilmelidir ki; ellerinde tuttukları
aktif gücümüzü pasifize etmenin hesabını bir gün mutlaka ödeyecekler!..
Bayram kutlayarak ihanetle mücadele ettiğini sananlara ne
demeli; aferin ‘on’ otur mu demeli!.. Aymazlığın eğitimli halleri bu olsa
gerek; ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ demiş büyük 'Önder'!..
Memleketin peşkeş çekilirken de ‘seviş’ demişti zaten..
aynen devam, ama aktifliğiniz ne kadar sürer bilemem, sonrasında 'yandım anam', diye
bağırdığınızda muhtemelen biz gitmiş olacağız..
Pek çoğunun anlamadığı ya da anlamak istemediği mevzu şu
zannımca; her ne olursa olsun, sonuç ne olursa olsun bir şekilde yaşarız
düşüncesinin tutarsızlığıdır.. elbette onursuz bir yaşam biçimini tercih
edenler konumuzun dışındadır, onlar her şekil ve şartta ve ortamda hayatta
kalmayı başarırlar; zira nefes alıyor olmak bile başarıdır onlar için..
Sözün özü; cemaatle ters düşenler cemaatle birlikte bertaraf
edilecektir; kürdistan hedefi gerçekleştiğinde bu işe vesile olanların da işi
bitecek.. yerine Sarıgül-Kılıçdaroğlu vesaire tarzı sözüm ona Atatürkçü cenaze
levazımcıları getirilecektir, CHP’deki değişim iyi gözlendiğinde resim
ortadadır; iş, CHP tabanının iknasına kalmıştır; bu da ‘soroz’ çocuklarının ev
ödevidir..
Bu oyun asırlardır oynanan bir oyun.. Osmanlı’da ‘Türk’
unsuru nasıl bertaraf edildiyse aynı düzmece oyun bugün de sergilenmekte,
şartlar neredeyse eşit hale getirilmektedir. Türk’ün elinde sermaye yoktur;
dolayısıyla ekonomiye hâkim azınlık ve sabetayist gruplar iktidarla rol paylaşımı yaparken,
iktidara karşı şekillenen ve büyümesi muhtemel ‘ulusalcı’ güçlerin de içine
sızmış durumdadır! Tehlike buradadır!..
‘Virüs’ taktığı maske ile kalabalık kitleleri ve bilhassa
gençliği hakimiyeti altına almış ve kalabalıkları, bayram ve tören kıtaları
haline getirmiştir.. Tehlike buradadır!..
Her şey göz önünde cereyan ederken ve planlanan ihanet
adım-adım yaklaşırken, kitleleri Atatürkçülüğün kalesiyiz cümleleriyle
aldatanların ‘kürt’ ve ilanı eksik kalan ‘kürdistan’ konularında tepkisiz
kalması.. aslında ‘tezgah’ın büyüklüğü hakkında aklı olanlara pek çok ipucu
vermektedir..
İlerleyen süreç içersinde ‘Türk’ün bütün dayanak noktaları
birer-birer çökertilirken ve bu çöküş çıplak gözle seyredilirken; sözüm ona
bazı Atatürkçü geçinen aydınların bu ihanetin üçlü sacayağını açıklamaktan
kaçınıyor olması.. Tehlike buradadır!..
Emperyalist batıyı herkes dile getirdi, eyvallah!..
İşbirlikçi iktidar ve muhalefeti de dile getirdiler.. ona da
eyvallah!..
Peki akp iktidarı kesinleştiğinde buna karşı büyümesi
muhtemel tehlike olarak görülen ‘Kemalist’ kalkışmanın önüne geçmek için
Atatürkçülük kime ve kimlere yamandı! Neden bayramlarda ve seyranlarda onca
kalabalığa rağmen iktidar geri adım atmadı! Ve fütursuzluğuna en başından
bugüne değin devam etmekte.. ya da edebilmekte..
Çünkü din, nasıl simsarlarca ele geçirildiyse, Atatürkçülük
de aynı ‘tezgah’a hizmet edenlerce ele geçirilmiştir.. Tehlike buradadır!..
Kemalist düşünceye dayanmayan hiçbir mücadele şekli
yaklaşmakta olan sonu değiştirmeyecektir; bu sebepten aklı başında ve
ulus-millet sevgisi olanların bir an önce; sağcı-solcu ya da ülkücü-devrimci
ayrışmalarına girmeden bir araya gelmeleri ve anti emperyalist ve aynı zamanda
anti kapitalist olan Kemalizm etrafında saf tutmaları öncelikle şart olandır..
Mevzu sadece toprak mevzusu değildir; ihaneti bu şekilde
açıklayanlar ya eksik bilgi sahibidir ya da aymaz! Mevzu; Türk unsurunun
ortadan kaldırılması meselesidir.. ki bu tahlilin; tarihi, dini ve de bilimsel
izahı çok eskilere dayanmaktadır ve insanlık tarihini bire-bir
ilgilendirmektedir! Yani bu satırları bir ‘Türk’ün veryansınları olarak
değerlendirmeyiniz; görünen odur ki; insana karşı bir saldırının ön ataklarını
yaşamaktayız ve temel amaç ‘Türk’ diye betimlenen ırkı bitirmek değil ‘Türk’ün
temsil ettiği ‘kadim uygarlığın’ izlerini silmektir!..
Amaç; insanlığın geçmişle olan bağını koparmaktır!..
Hep söylüyorum; eğer sıradan bir inanansanız, karşınızdaki
güç.. şeytani bir güçtür! Açın ‘Kitap’ınızı okuyun..
Yok ben inanmam diyorsanız, karşınızdaki güç.. karanlık bir
güçtür! Tarih okuyun.. (onların yazdığını değil, yazmadığını okuyun.)..
Şu an insanlık sıradan bir bilimkurgu filminin içinde
gibidir; bugün seyrettiğiniz her şey yarın çocuklarınızın başına gelecektir!
Çünkü işaret ediyorlar!.. haberleşiyorlar..
Bugün pitbull cinsi köpeği gen teknolojisiyle ortaya
çıkaranların, şu an neyin peşinde olduğunu sanırım söylememe gerek yok! Bilim
dünyası da çok önceden ele geçirilmiş ve insanlığın yararına olan projelere
destek verilmezken, aksi projelere milyarlarca dolar para akıtılmaktadır..
buradan pay biçin, sonun başlangıcı nasıl bir şey diye..
Daha ileriye gideyim; domatesi düşürdükleri duruma insanı
düşürecekler! Hedef insan dölüdür! Hedef insan DNA’sıdır!
Gen teknolojisi dedikleri; karanlığın içeriye sızdığı anın adıdır..
üç yaşındaki bir çocuğa nükleer santral emanet etmek gibi bir şeydir ve
düğmenin başındakiler, emin olun sizin ve benim gibi ‘insan’ değildir!..
Çünkü bu hırs ‘insani’ değildir! Hiçbir canlı kendi ırkına
ihanet etmez!
Yaşadığımız tüm absürtlüklerin temelinde bu büyük hesap
yatmaktadır ve dediğim gibi hedef tüm insan ırkıdır!..
Bir yerde kaçak var, dikkat edin.. İçimizdeler!..
Cem Yağcıoğlu 22-11-2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder