Öz itibariyle belli
düşünsel sistematiğin savunucusu olmak, kişisel yorumlamaların dışında, ortak
bir bilinç etrafında birleşebilmeyi mecbur kılar; bu da fikren birlikteliğin
yanı sıra, eylemsel birlikteliğin de aynı düzlemde olması demektir; ki çoğu zaman
sağlanamayan ve ayrı düşülen kısım tam da budur! Bugün şöyle bir etrafınıza
baktığınız zaman, günümüz itibariyle AKP denen oluşumun pek çok karşıtı ve
karşı çıkanı vardır; bu sebepten dolayı tüm AKP karşıtları aynı düşüncededir
diyebilir misiniz?
Hayır! Çünkü bugünler itibariyle bu oluşumun karşısında olan ya da karşısındaymış gibi davranan pek çok diğer unsur, çoğu zaman sizin gibi düşünüyor gözükse de, pek çok ayrıntı boyutuyla sizden ve bizden çok daha farklıdır –siz, biz derken, biz ya da siz de olabilir- kendinizi nereye koyduğunuza bağlı olarak bu değişebilir; ve ancak netice itibariyle, her AKP karşıtı demokrattır, demek ne kadar doğruysa, her AKP karşıtı ‘Kemalist’tir demek de o kadar yanlıştır; ki bugünler itibariyle yapılan tam olarak budur!
Hayır! Çünkü bugünler itibariyle bu oluşumun karşısında olan ya da karşısındaymış gibi davranan pek çok diğer unsur, çoğu zaman sizin gibi düşünüyor gözükse de, pek çok ayrıntı boyutuyla sizden ve bizden çok daha farklıdır –siz, biz derken, biz ya da siz de olabilir- kendinizi nereye koyduğunuza bağlı olarak bu değişebilir; ve ancak netice itibariyle, her AKP karşıtı demokrattır, demek ne kadar doğruysa, her AKP karşıtı ‘Kemalist’tir demek de o kadar yanlıştır; ki bugünler itibariyle yapılan tam olarak budur!
Bazen çok karışık
gibi görünen bir resme bakarken, aslında resmin karışıklığından ziyade, bakan
kişinin kafa karışıklığıdır ortaya konan düşünce ve ortaya konan düşüncenin
karışıklığı, yapan kişinin anlatmaya çalıştığı sadeliği de alıp götürdüğünden,
genel çoğunluğun resme verdiği addır ‘soyut resim’ … Buradan yola çıkacak
olursak, defalardır aynı şeyleri yazıyor ve çiziyoruz, kanıtsız hiçbir şey
ortaya koymamamıza rağmen, ne hikmetse birileri iddialarımızı cevaplamak yerine,
karşı fikir öne sürmek yerine; kuş tüyü yastıklarda yattığımızı, köşklerde
oturduğumuzu, yok efendim YAĞCIlık yaptığımızı öne sürüyor ama bizimle ilgili
somut bir açık ortaya koyamıyor.. Defalarca yazdım; şu ana kadar arşivlerde
bulunan yazılarımdan bırakın bir cümleyi, ‘Kemalizm’e ters düşen bir kelimemi
bulun, ortaya koyun, yazmayı değil, konuşmayı bile bırakacağım diye; ama yok…
Bundan iki-üç yıl
öncesinde CHP’lileri uyardım, ‘Kılıçdaroğlu’na dikkat! dedim; Uğur Dündar
efendi Kılıçdaroğlu’nu parlatmaya başladığı ilk günden itibaren uyardım, bu adam
Atatürkçü falan değil, dedim; birileri fena kızdı; oysa turuncu devrimin
piyonları birer-birer ortaya çıkarken, o birileri şapşal bakışlarıyla ‘biz ne
yaptık’ dercesine sağa sola saldırmakta; ve netekim tren varacağı yere vardı;
Niğde’ye yolculuk vakti..
Bay-bay CHP!..
Bahçeli’nin ülkücü
teşkilatı bitireceğini ve ‘önce Türk, sonra İslam’ olan düsturu, ‘önce İslam,
sonra Türk’e çevireceğini çok önceleri söyledik, bu sefer başka birileri,
tehditler savurdular, ayağımızı denk almamız gerektiğini söylediler; şimdilerde
ise bizzat kendileri de mevzudan çok uzağa düştüler, gazâları mübarek olsun!..
Bay-bay MHP!..
‘Kemalizm bizim
için bir geçiş sürecidir’ dedi Perinçek; kırk yıl önce değil bir yıllık mevzû,
karşı çıktık, dedik ki; geçiş süreci ne demek! Sonra açtık mevzûyu, geçmişteki
söylemleriyle bağdaştırdık ve dedik ki; Maoculuğun ayak izlerinin kapladığı bir
geçmişin bugüne yansıması ancak ve ancak ‘Kemalizm’ rüzgârını arkaya almakla
sağlanabilirdi, Perinçek evirmeden-çevirmeden bunu söylüyor, dedik, bir başka
birileri fazlaca kızdı, kraldan çok kralcılardı da ondan olsa gerek…
Bize bilimsel
sosyalizmden dem vurdular, neredeyse ‘gelişerek değiştikleri’, gibisinden
cümlelerle karşılık verdiler; oysa gelişmenin olacağını biz de kabul ediyorduk
ve ancak değişimin hangi yönde olduğuyla ilgili endişelerimizin varlığı ve bunu
ortaya koyuşumuz yine birilerini rahatsız ediyordu ve sonunda dayanamadılar;
gladio’nun ve cia’nın adamı yaptılar bizi! Oysa Mete Akıncı gibi bir rotaryen,
teve’lerinde program yapmakta, Haldun Dormen gibi bir büyük Kemalist(!)
gazetelerinde köşe tutmaktaydı!.. Eren
Erdem’den bahsetmiyorum bile..
Bay-bay İP…
Şimdi bazıları
diyecek ki, ‘e be kardeşim; herkes şöyle-böyle; bir sen mi’ ya da ne bileyim
‘bir siz mi iyisiniz’? Elbette değil, zaten mevzu da birilerinin iyi veya kötü
olması mevzuu değil; mevzu aynı ideal peşinde olanların doğru kulvarda
ilerleyip ilerlemediğidir; ki ‘DAVA’yı sonuca götürecek olan da, izlenen yolun
doğru olmasıyla ilintilidir! Bir önceki
yazıda da bahsettim, parti denen kuruluşlar, demokrasinin bir kurumudur ve
işlerlikleri demokrasinin işlerliğiyle doğru orantılıdır ve dolayısıyla ortada
demokrasi denen bir kurum kalmadıysa, birilerinin halen daha parti kimlikleri
üzerinden ‘DAVA’ savunuculuğuna soyunmaları ne kadar doğrudur!
Defalarca
söyledik; bu adamlar demokrasiyle geldiler, demokrasiyle gitmeyecekler, diye ve
halen daha bu particilik neyin nesi! Neyin nesi, herkesin, diğerlerini kendi
çatısı altına çağırma hevesi!
Milli Mücadele mevzu
bahisken, neden bir MHP’li İP çatısı altına girsin ki.. Ya da bir İP’li MHP
çatısı altına.. Bir SP’li, neden CHP içinde yer alsın!.. Şu aşamada particilik
yapmak, insanları parti isimleriyle mücadeleye çağırmak, birilerinin ekmeğine yağ sürmenin ötesinde bir
anlam taşımaz! Hiçbir şekilde bir araya gelmeyecek insanlar, pekâla Milli
Mücadele saflarında omuz omuza çarpışabilir ve hatta birbirlerinin kucağında
şehit düşebilirler ve ancak birilerinin onları ha bire parti isimleriyle
kategorize etmeleri, ‘DAVA’ya hizmet değil ve pek tabii ki vatana ihanettir!..
Ülkenin geleceğine
dair endişelerin mi var! –olmasa burada işin ne- e o zaman hangi partiden
olduğunun bir önemi yok, memleket elden gitmeden –ki an meselesi- elini taşın
altına koy; ülkenin kurucusu ‘Kemalist Düşünce’nin hâkim olduğu yeni bir örgüt,
yeni bir ruh ile savunma hattını kur, halen daha neyin peşindesin! Halen daha
neyin peşindeyiz!
Düşman belli!
İşbirlikçi belli! Tek kurşun sıkılmadan işgal tamamlanmak üzere, halen daha
benim partim-senin partin.. ya saflığın sınırlarında yaşıyorsunuz ya da
gerçekten bir yerlere hizmette sınır tanımıyorsunuz! Başka açıklaması yok
bunun! Kapının zili çalmış durumda, içeride kapıyı kimin açacağı tartışılmakta,
icrâ kapıda oysa!..
Beni-bizi eleştiren
adam; senin hangi partili olduğunun bence önemi yok ve hatta neye inandığının
da bir önemi yok ve hatta tercihlerinin de önemi yok, Milli Mücadele’ye var
mısın, bana onu söyle; bana bu ülkeyi sevdiğini, bu topraklara âşık olduğunu
söyle, ‘TÜRK’ kelimesinden gocunmadığını, geçmişinden ve geleceğinden
utanmadığını söyle; bana bu memleketin türkülerini söyle, sana ellerimi
vereyim, bana yurdumun ninnilerini söyle, sana uykularımı vereyim, yeter ki
beni kategorize etme, yeter ki daha fazla vakit kaybettirme, sana kalan ömrümü
vereyim, e be kardeşim; ben sana daha ne diyeyim!..
Kim ki Milli
Mücadele’nin başlaması gereken şu günlerde halen daha parti kimliğinden,
particilikten bahsediyor, biliniz ki ya haindir ya da şapşaldır; aslan, orman
varken kraldır ve kimseden çıt çıkmaz ve ancak orman yanarsa ne aslan kraldır
ne de tavşan kaçandır; herkes yanandır…
Küresel şeytanlarla
savaşmak ve memleketimizi ve onurumuzu korumak istiyorsak eğer; kısa-uzun,
zayıf-şişman, zengin-fakir, kör-topal demeden birlik olmak zorundayız, sonrasında
herkes kendi davasının peşine düşebilir, sonrasında herkes kendi kavgasını
verebilir; ancak bugün hiçbir partinin arka bahçesi olmayacak büyük bir
dirilişin tohumlarını ekmek zorundayız, başka kurtuluşumuz yok! ‘Ya İstiklal, Ya Ölüm’ diyebilen herkes aynı
saflarda bir-birlerinin etiketlerine aldırmadan ‘DAVA’ya katılmalı, ‘’İkinci
Ulusal Kurtuluş Savaşımız’’ı başlatmalıdır!
Bunun için gereken
kudret kanımızda vardır!
Yazının en can alıcı yanı particiliğin yurt sevgisininn önüne geçmiş olmasını çok iyi bir şekilde açıklamasıdır. Yazarın dikkat çektiği en önemli ve yerinde olansa birlik olmanın önemidir.
YanıtlaSilsevgili kardesim aglattin beni yine.eline ruhuna saglik .vakit geldi artik.tam yerinde bir uyari yazisi.haydi turkiyem kalk ayaga artik.parti marti yok artik.ikinci kurtulus savasindan sonra tekrar partilerinizi kurarsiniz.
Sil