Musa’lara Dikkat Edin! Her Yerdeler…
Zor zamanlardan geçiyoruz. Zor zanaat bizimkisi. Zor olanı seçmek ise
sanattır; okyanusa düştüğümüz ilk günden bu yana hep zoru seçtik, hep;
zor, oyunu bozar dedik, devrimler icat ettik, devrimler yaptık. Ölüm; en
son korkulandı, cebimizde saklı olandı; ya bir yarısında gecenin
vurulduk ya da sabahın geceden kopuşunda apar-topar alındık, yine de bir
‘ah’ demedik, ‘aman’ dilemedik… Yazmak ‘zül’ gelir oldu artık, ya
yeniden bir daha devrim, ya yeniden bir daha ölüm!
Hiç üçüncü bir şıkkımız olmadı, ‘ya istiklal, ya ölüm’…
Biz halkız! Biz halka aidiz!
Bir Afgan’a kıysalar…
Bir Arap’ı assalar…
Bir Kürt’e dokunsalar…
Yüreğimiz kanar!
Bir Türk’ün burnu kanasa, ciğerimiz yanar!
Ey Çingene’leri fırınlarda yakan…
Ve Kızılderili’lerin soyunu kurutan…
Ve zencileri köpek yerine koyan, kahpe ‘batı’ ve seni kutsayan sahte Müslüman ve sahte Atatürkçü…
Siz mi bize öğreteceksiniz insanlığı?!
Kahpe ‘batı’yı kutsayan yazar! Benim halkım seni hala Atatürkçü sanıyor;
oysa yıllardır eleştirdiğin kapitalist düzenin efendilerinden aldığın
paralarla sefahat içinde yüzen sen değil misin? Patronlarının
marifetleri ayyuka çıkmışken, işbirlikçi gazetenin satışı için
reklamlarda boy gösteren sen değil miydin?..
Neymiş;
‘batı’ halkının refahını sağlamış-mış! ‘Batı’nın caddelerinde bir çukur
bile göremezmişiz! Kırmızıda geçen yokmuş! Sağlık sistemleri öyle güzel
işliyormuş ki; neredeyse ölen bile yok, diyeceksin de, ‘e artık bunu da
yemezler’ dercesine orada kalıyorsun!
Bak efendi; ben de Hindistan’ı altı yüzyıl sömürseydim,
benim sağlık sistemim de oturmuş olurdu! Ben de Afrika’yı talan
etseydim, benim de alt yapım mükemmel olurdu!
Biz bu ülkeyi çelik-çomak oynayarak kurmadık, ar ettik, Osmanlı’nın borçlarını dahi ödedik, cep delik, cepken delik…
Yıl
1938 ve ihanet 11 Kasım itibarıyla başlamıştır! İkinci adam veya üçüncü
adam yoktur! Tek adam vardır, O da; Birinci adam, Mustafa Kemal’den
başkası değildir!
1938- 11 Kasım itibarıyla bu ülkede; yarına dâhil hiçbir şey
yapılmamıştır. Atatürkçü kılığındaki Amerikan ajanları tarafından
yönlendirilen ve yine onlar tarafından seçilmiş (işaret edilmiş)
olanlarca yönetilen bu ülke; artık uygulanagelen planın son aşamasına
getirilmiş olup, finale ramak kalmıştır.
Şimdi halkın uyanma ve harekete geçme zamanı gelmiştir!
Kendini nasıl tarif ediyorsan et ve daha geç olmadan anti-emperyalist düşünce sistematiğinin baş tacı Kemalizm’le buluşmaya bak.
Çünkü Kemalizm, senden yanadır: Halkçıdır!
Çünkü Kemalizm, anti-kapitalisttir: Devletçidir!
Çünkü Kemalizm, anti-emperyalisttir: Devrimcidir!
Çünkü Kemalizm, halktan yanadır: Cumhuriyetçidir!
Çünkü Kemalizm, ulus devleti savunur: Milliyetçidir!
Çünkü Kemalizm, gericiliği savunmaz: Laiktir!
İşte tüm bu sebeplerden dolayı; kendini ister Müslüman olarak tanımla,
ister ateist, ister nihilist ya da istersen hiç tanımlama…
İnsan olmanın onuru yaşadığın yeri kutsar; sen kendi bölgesini ölümüne savunan sıçan kadar olamıyorsan köşene çekil, biz o köşeyi de senin adına savunuruz, hiç merak etme…
Ey halkım; yıllardır ‘’canım Türkiyem’’ temalı ve de zorlama haberlerle
bir iki densizin yaptığı dangalaklıkları sana mal ediyorlar, sakın
aldanma. Yıllardır her şeyin en kötüsü, bu memleketteymiş imajı
yaratıyorlar, onlara da aldanma.
Seni yıllardır en çok tatil yapan ülke diye aşağıladılar; oysa herhangi
bir yerden baksan ve de okusan, en az tatili olan ülkelerden biri
olduğunu göreceksin! Kandırdılar…
En
çok trafik kazası olan ülke diye senin memleketinden bahsediyorlar;
oysa yine açıp okusan ve birazcık araştırsan, nüfus oranlarına göre en
az içkili araba kullanılan ve de an az kaza yapan ülkelerden birinin
senin ülken olduğunu göreceksin…
Bu
haberlerdeki ana amaç; seni, kendi halkından soğutmak ve de ‘’her şeyin
beteri bizde’’ deyip bezdirmektir. Hani hep bir araya geldiğimizde
deriz ya, ‘’bizden adam olmaz’’ ya da ‘’bu memleketten bi b.. olmaz’’…
İşte bunları söyletmektir asıl olan amaç.
Buradan
hareketle kendi insanına yabancılaşan, kendi insanından utanan bireyler
yaratıp, devşirilmenin adımları atılmıştır. Ve bu adımların atılmasında
senin adam sıfatı verdiğin gazete yazarlarının da payı çok büyüktür…
Sen her AKP karşıtını Atatürkçü mü sanırsın! Çok aldanırsın dostum çook… Öyle değil işte! O iş senin sandığın gibi değil.
Bugün Cunda adasındaki villasına kurulup, konuyla alakasız çiçek böcek yazan adam Atatürkçü değil!
Sen öyle sanıyorsun, hepsi o… Oysa senin canın yanarken o sana kuşlardan bahseder! Eleştirdik mi; bizi, hayvan sevgisinden bî haber sayar!
İki maganda havaya ateş eder, bir şeyden haberin yoktur, eve gelirsin
açarsın televizyonunu; flaş-flaş-flaş der Uğur Dündar’ın haber programı.
Sonra bir bakarsın, iki maganda yüzünden memleketçe maganda sayılırız,
sen dâhil kimsenin gıkı çıkmaz, ödüllere boğarız…
‘’Canım
Türkiyem’’ manzaralarıyla seni aşağılayanlar mücadele başladığında
biletlerini alıp taa uçup kim bilir nerelere gidecekler. Brezilya mı
desem, Kanada mı desem, göreceğiz…
Ey millet; kendini aşağılatma!
Göbeğini kaşıyan adam değilsin sen! Sen Mustafa Kemal’in verdiği kurtuluş mücadelesinin baş mimarı HALK’sın!
Şimdi
bazı aklı evveller halk dalkavukluğu yaptığımı düşünebilirler; sen
onlara da aldanma. Ey halkım; sen, Hasan Tahsin’sin… Sen; Fevzi
Çakmak’sın… Sen; Atilla İlhan’sın… Uğur Mumcu, Necip Hablemitoğlu, Nazım
Hikmet ve daha sayamadığım bir sürü değeri içinde barındıransın…
Muazzez İlmiye Çığ’sın, Hayrettin Karaca’sın…
Her ‘güzellik’den bahseden güzel değildir! Her ‘iyilik’den dem vuran iyi
değildir! Sonra bizim zorumuz da iyilik veya kötülük değildir; zorumuz
oyunu bozmaktır, hepsi bu.
Sen ey Müslüman efendi; ibadetine devam etmek istiyorsan
mücadeleye katıl; hala göremiyor musun kiliseleri birer-birer açanların
da Müslüman’ım edalarıyla Allah’a şirk koştuklarını!
Senin dinin değil miydi ki geldiğinde diğerlerini batıl sayan!
Ee bu açılan kiliseler ne?
Oyun
büyük; ya Allah’la arana kimseyi sokmaz adam gibi ibadetini yaparsın,
ya da ‘dinler arası diyalog’ dümenleriyle boşa kürek sallarsın!
Ve sen ey Alevi; bu ülkeye sahip çıkması gerekenlerin başında sen geliyorsun; iki tane fazladan Cemevi açarlarsa sen de mi uhrevi âleme dalıp memleketi öksüz koyacaksın?
Ya sen Atatürkçü; çağdaş yaşamı destekliyoruz teraneleriyle bugüne değin
oyalandın, koskoca Kemalizm, Atatürkçülük adı altında sulandırıldı,
uyanmadın! Evet, evet profesör, sana söylüyorum; hani kitaplar yazdın
cilt-cilt Atatürkçülük şöyle, Atatürkçülük böyle diye…
Oysa düşünce sistematiği olamamış, teorisi ve pratiği olmayan akımların sonuna getirilir ‘cılık-culuk’ eki.
Teorisi
koskoca altı ok ve pratiği Türkiye Cumhuriyeti olan Kemalizm,
Fetullahçılık ya da Nurculuk gibi bir akım değil ki; hala neden bu
yanlıştan dönmüyorsunuz!
Buradan tüm Atatürkçüleri uyarıyorum; Atatürkçülük kişiye dair sevgiyi,
Kemalizm ise o kişinin ideolojisini temsil eder; yeter artık, tüm
ezilmiş halkların kurtarıcısı olan modeli içinde barındıran sisteme yani
Kemalizm’e sahip çıkın, Atatürkçülük diyerek sulandırmayın! Bugün
Kemalist ideolojinin militanları yoksa eğer, sistemin Atatürkçülük adı
altında elitize edilerek topluma sunulmasından kaynaklanmaktadır. Bu
yüzden bütün kokoşlar Atatürkçü-Atatürkçü piyasa yapmaktalar ve bu
yüzden halk soğutulmaktadır.
Oysa Mustafa Kemal hiçbir zaman halktan kopuk olmamıştır.
Kemalizm elitlere ait olan bir düşünce sistematiği değildir;
bizzat halka ait, bizzat halk için oluşturulmuş üstün bir ideolojidir.
Altı
ok, küreselleşen ve küreselleştikçe sermaye boyunduruğuna giren tüm
insanlığın kurtuluşu olan sistemdir. Karpuzculuk-kavunculuk gibi bir şey
değildir!
Yine yazılar karıştı sanırım, ben başka bir konuda yazıyordum ya… Neyse.
Diyeceğim o ki; memlekete sahip çıkın agalar!
Yoksa birileri gelir size sahip çıkar!
Aklınızı başınıza alın, neye inanırsanız inanın o sizi ilgilendirir!
Memleket ise hepimizi!..
Musa’lara dikkat edin, her yerdeler…
Cem Yağcıoğlu - 20 Aralık 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder